Mazoşizm; kendisine duygusal, psikolojik, genellikle de fiziksel şiddet uygulanılmasından zevk alma haline denir.
Mazoşizm kelimesi, 19. yüzyılda yaşayan Leopold von Sacher Masoch isimli bir tarih profesörünün adından gelmiştir. Her ne kadar bir tarih profesörü, akademisyen olsa da edebiyatla yakın ilgisi ve yazdığı eserlerden kaynaklı, sonradan adı mazoşizm terimine ilham olmuştur. Kendisinin mazoşist olup olmadığı bir muamma, en bilindik eseri ise, filminin de yapıldığı, “Kürklü Venüs”tür.
Mazoşizm, acıdan zevk almak olarak tanımlanır; fakat bu, bu kadar basit olmamalı.
Acının farklı tanımları ve varyasyonları vardır. Örneğin; içindeki şiddeti, başkalarına zarar vermemek için kendine kanalize edip, bu şiddeti kendine uygulayan da bir mazoşist olarak tanımlanabilir.
Mazoşizm Türleri
Acı Bağımlılığı
Uzun süre fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalan biri, bununla başa çıkabilmek için bir süre sonra bundan zevk almaya başlar, bu vücudumuzun savunma mekanizmalarından biridir. Ardından söz konusu bu şiddet sonlandığında, yakaladığı zevkten mahrum kalmak istemez ve bunu rızası ile sürdürür. Aslında, vücudun bir bölgesinde yara oluştuğu zaman, vücut bu yaradan kaynaklanan acıyı azaltmak için, bir tür uyuşturucu salgılar. Bahsi geçen bu türde, kişi vücudunun salgıladığı uyuşturucudan haz almaya başlamış, onu ister hale gelmiştir. Acıdan değil aslında.
Kendi Sınırlarını Zorlama İsteği
Kendi bedeninin sınırlarını görmek isteyen birinin, şiddet görmeye istekli olması da bi’ tür mazoşist eğilimidir.
Peki bir mazoşiste acı vermek mi cezadır, yoksa acı istediğinde onu bu acıdan mahrum bırakmak mı? Sadist ve mazoşist birlikteliğinin temel paradoksudur bu aslında.
BDSM ve Mazoşizm
BDSM ilişkilerindeki mazoşizm ise, yukarıda bahsedilen durumların yanı sıra bir fark daha gösterir. Klasik bir BDSM ilişkisindeki itaatkar, cezalandırılmaktan, bizatihi acının kendisinden zevk almaz sadece. Onun hatasını düzeltmek için birinin onu cezalandırmasından yani ona zaman ayırmasından, he deyip geçmemesinden zevk alır
.
Sebebi her ne olursa olsun, “kendi özgürlüğümle seçtim sefaletimi, sana ne?”